Göz hastalıklarının tanınması, bilinmesi, tedavisindeki gelişmeler, ilaç sanayindeki gelişmeler, farmakokinetik ve farmakolojik analizlerin ışığında gözde kullanılan lokal (topikal) damlalarda gelişmekte ve çeşitliliği artmaktadır. Göz pratiğine girmiş gerek yerli gerekse yabancı menşeyli yüzeylerce damla bulunmaktadır. Bu göz damlalarının (gut) saklanması ve kullanım şekilleri ile ilgili birçok sorun, hastalığın iyileşmesini engellemektedir.
Bir göz damlasının kullanım dozajı hekim tarafından reçetede belirtilmektedir. Ancak buna rağmen etkinliğinin artabileceği düşüncesiyle birden fazla damlatılabilmektedir. Göz yüzeyi ve kapaklarla çevrelenmiş adneks dediğimiz havuzun alabileceği kapasite yaklaşık bir damlanın 1/3-1/5’i kadardır. Fazlası kapaklardan taşmaktadır.
Görsel-1: Göz damlası kullanımı
Birden fazla damla konulduğunda israfın dışında refleks gözyaşı uyarısıyla göz sulanmakta damlaların konsantrasyonları azalmakta (dilisyon) dolayısıyla etkinlikleri de azalmaktadır. Bu nedenle her defasında göze bir damladan fazla konulmaması gerekir. Eğer ikili, üçlü ilaç kullanımı gerekliyse, bu ilaçlaların aynı göze en az 15dk ara ile damlatılması doğru olacaktır. Gözyaşı gözü nasıl punktumlar (göz kapağı delikleri) yoluyla terk edip emiliyorsa, aynı şey damlalar için de geçerlidir. Damlanın etkinliği, göz kapağı deliklerine bastırılarak yani emilimini engelleyerek, dolayısıyla göz yüzeyinde daha uzun kalması sağlanarak arttırılabilir. Ama buna çoğu kez gerek duyulmamaktadır. Damla uygulaması sonrası punktumlara bası, ayrıca ilacın burun mukozasına geçişini yavaşlatacağı için genel dolaşıma geçişini de azaltmaktadır. Bu durum sistematik yan etkilerden hastaları koruyabilmektedir.
Bazı göz damlaları oda ısısında korunabilirken, bazı durumlarda buz dolabında +4 derecede saklanmalıdır. Kortizon (streoid) içerikli damlaların uzun süreli kullanımlarına bağlı hastalarda katarakt ve glokom (göz tansiyonu/ karasu hastalığı) gelişebilmektedir. Bu nedenle kortizon içerikli ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalı, keyfi kullanımlarda çok ciddi göz hastalıklarına yol açacağı unutulmamalıdır.
Kullanılan tüm göz damlalarına bağlı alerjik durumlar yaşanabilir. Olağandışı şikayetler göz damlası kullanımı ile başladı ise bunun ilaç allerjisi olabileceği düşünülerek tedaviye ara verip, en kısa sürede göz hekimi ile görüşülmelidir. Göz tansiyonu (glokom) hastalarının kullandığı antiglokomatöz (göz içi basıncını düşüren ilaçlar) göz damlalarının alerjik etki potansiyeli güçlüdür. Konjonktivada reaksiyon yapabildiği gibi kapaklardan taşan damla kapak cildinde de alerjik reaksiyona neden olabilmektedir, hatta kirpiklerde belirgin uzamalara yol açabilir. Bu yan etkiler ilacın kesilmesini gerektirmekle beraber yerine hangi ilacın başlanılmasına mutlaka göz hekimi karar vermelidir.
Bazı göz damlaları korneada ve konjonktivada kalsiyum çökeltileri ve ilaç kalıntılarına da yol açabilir. Bu değişimler fark edildiğinde göz hekimine muayene olunmalıdır. Çocukların refraksiyon (kırma kusuru, gözlük muayenesi) muayenelerinde siklopilejili damlalar kullanılmış ise ilerleyen zamanda çocuk da şuur bulanıklığı tutarsız davranış değişikliği, hafif ateş görülebilir. Bu durumda çocuğa eteş düşürücü verilmeli, ılık suyla banyo yaptırılmalıdır. Bu uygulamadan sonra ertesi gün normalleşme söz konusu olacaktır. Kornea ve konjonktivada bulunan yabancı cisimler çıkartılmadan önce lokal anestezik damlalar kullanılır. Hastalar bu damlaları sürekli kullanmaları halinde kornea epitelindeki hasarlı bölgenin tamiri yavaşlar, yara iyileşmesi gecikir, enfeksiyon gelişimi kolaylaşır. Bu tarzda göz damlaları asla sürekli kullanılmamalıdır. Ön üveitli hastlarda kullanılan siklopilejili damlalar göz bebeğini büyüteceği için hastanın görmesini azaltacaktır. Aynı şekilde göz muayenesinde retina değerlendirilmesi için pupillayı büyüten damlalardan sonra 12-24 saat pupilla büyük kalacağı için, uzak görmenin bulanıklaşacağı yakın görmenin bozulacağı bilinmelidir.