Göz yaşı içeriğinde; besin maddeleri, oksijen, büyüme faktörleri, biyolojik koruma etkenleri gibi kornea için oldukça önemli bileşenler bulunmaktadır. Ayrıca korneanın metabolik artıkları ve atmosferik kirlenmeye tabi olmuş göz yaşı mutlaka yenilenmelidir. Her kırpma refleksi ile yeni göz yaşı göze gelmekte, besin maddeleri kullanılmış ve kirlenmiş göz yaşı gözü terk etmektedir. Göz yaşının gözü terk etmesi üst ve alt kapak iç kenarında bulunan punktum denilen deliklerle başlamakta, kanaliküler sistem, göz yaşı kesesi ve nazolakrimal kanal ile burun boşluğuna açılmaktadır. Ağlayan insanların burnunun akması (akan göz yaşıdır) bu anatomik yol nedeniyledir.
Göz kapakları ve göz yüzeyinin oluşturduğu hacim bir havuz gibidir (Adneks). Bu havuzun akarı göz yaşı üretimi, gideri (drenajı) göz yaşı yolları ile sağlanmaktadır.
Görsel-1: Göz sulanması
Havuzun akarının artması (lakrimasyon) yani refleks göz yaşının salgısı nedeniyle havuzda taşmalar yani göz yaşarması olacaktır. Bu durumda uyarıcı, alerjik, mekanik, inflamatuar nedenler akla gelmelidir.
Lakrimasyonla klinik durum olarak aynı olan, havuzda taşmayla karakterize durum drenaj azlığı nedeniyle de olabilir (Epifora). Göz yaşı kanallarında tıkanmalar çoğunlukla burun içi mukozayı ilgilendiren inflamasyonlar, kanalikül taşları, yabancı cisimler, burun içi patolojiler, geçirilen burun ameliyatları, uzun süre fosfolin iyodür gibi ilaçların kullanımına bağlı olabilmektedir.
Hastaların göz yaşı akmalarının lakrimasyon mu (yapım fazlalığı), drenaj azlığı mı (epifora) olduğu; boya testleri, nazolakrimal lavaj, sintigrafi ile anlaşılır. Hastalarda göz yaşı akması epifora nedeniyle oluyorsa bu hastalara kronik dakriosistit denir.
Hastalarda göz yaşı akmasının yanı sıra konjonktivit, kese bölgesine bastırıldığında beyaz renkli bir sıvı gelişi (mukopürülan regürjitasyon) izlenir. Nadiren de göz yaşı kesesi lokalizasyonda şişlik ağrı, lokal ısı artışı ve kızarıklıkla karakterize Akut dakriosistit atağı da yaşanabilir. Akut dakriosistitler sistemik ve topikal antibiyotik uygulaması, bazen de drenaj (apsenin boşaltılması) ile bertaraf edilirler. Ancak tıkanıklık ve bunun oluşturduğu klinik durum değişmez.
Kronik dakriosistitlerin tedavisi, kesin çözümü cerrahidir. Yapılan işlem dakriosistorinostomi (DSR) ameliyatıdır. Bu ameliyat bir tür köprüleme ameliyatıdır. Kapanan yolun öncesi ile göz yaşı kesesi arasında yeni bir yolun açılması sağlanmaktadır. Köprüleme yapılacak yerin tespiti, göz yaşı kesesinin durumunu anlamak için mutlaka göz yaşı kesesi görüntülenmelidir (DSG dakriosistografi). Uygun görülen hastalara ameliyat önerilmektedir. Ameliyat lokal anestezi ile olabileceği gibi genel anestezi ile de yapılabilmektedir. Ameliyat 60-90 dakika sürmektedir. Ameliyat sonrası 1. gün, 15. gün,30. gün kontrolleri gerekir. Ameliyat başarısı %95 e kadar çıkmaktadır. Bazı hastalara silikon tüp takılması (entübasyon) da gerekebilir. Kanaliküler tıkanıklıklarda cam payreks tüplerin de kullanılması gerekebilir.
Uygun hastaya, uygun yöntemle ameliyatın yapılması halinde yüz güldürücü sonuç olasılığı oldukça yüksektir. Hastanın ameliyat öncesi değerlendirilmesi, burun içi patolojiler varsa öncelikle bunların giderilmesi gerekir. Cilt yoluyla (eksternal) ve burun içinden (internal) de yapılabilir. Her iki girişimde de birbirine üstün yönler vardır. Hastanın durumuna göre karar vermek gerekir. DSR ameliyatı oldukça tecrübe gerektiren bir ameliyattır. Bu nedenle tercih edilmesi gereken oküloplastik cerrahlardır.